Gossip Girl Rpg
Gossip Girl Rpg
Gossip Girl Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Gossip Girl Rpg

Sitemize Hoşgeldiniz
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Jacqueline Jasmyne

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jacqueline Jasmyne




Mesaj Sayısı : 1

Jacqueline Jasmyne Empty
MesajKonu: Jacqueline Jasmyne   Jacqueline Jasmyne Icon_minitimeC.tesi Ekim 02, 2010 7:23 pm

Ad-Soyad: Jacqueline Jasmyne
Cinsiyet: Kadın
Lise mi Üniversite mi?: Lise

Ortak Salon'un pencelerinden soğuk hava esiyordu ve Jacqueline'in uzun saçları savruluyordu havada. Hayatından hayet memnundu. Bugün dersleri iyi geçmişti ve bir kitap daha bitirmişti. Yeni kitabına başlamak için önündeki yığından bir kitap daha çekti ve ilk sayfayı çevirdi. Orada özensizce yırtılmış bir kağıt vardı. Kötü bir elyazısıyla şunlar yazılmıştı:
Bu gece saat on ikiye vururken Yasak Orman'ın girişinde toplanıyoruz. Sen de gelmelisin Ell. Bu macerayı başka bir yerde bulamazsın. -Chris.
''Ah! Tanrım, ama bu çok aptalca!'' diye geçirdi içinden Jacqueline. Eğer yakalanırlarsa Hogwarts'dan mezun olmalarına sadece bir sene kala okuldan atılırlardı ve büyük ihtimalle de asalarını kırarlardı. Bir daha büyü yapmalarına izin verilmezdi ve dahası bir Muggle gibi yaşamak zorunda kalırlardı. Gerçi bu Ell'in işine giderdi. En azından Muggle'lara olan düşkünlüğü babasının gözüne batmazdı.

Kitabı yığının en üstüne koyup arkasına yaslandı ve gümüş, büyükannesinden kalma saate baktı. Saat on bir buçuktu. Ayağa kalkıp pencereden baktı ve fısıltıyla, ''Aslında bu eğlenceli olabilir.'' dedi. Birdenbire nabız atışları hızlandı ve yüzüne küçük bir çocuğun büyük bir kargaşa yaratmadan önce yaptığı gibi bir gülücük yayıldı muzipçe. Gözlerinin içi parladı ve yeşil gözleri daha da etkileyici gözükmeye başladı. Hemen yatakhaneye çıktı ve yatağının üstünden asasını ve aynasını kaptığı gibi Ortak Salon'dan çıktı. Sessizce yürümeye koyuldu. Her adımında birkaç saniye bekliyordu ve hiç kimsenin olmadığına kendine inandırdıktan sonra da yürümeye devam ediyordu. Ter içinde kalmıştı stresten. Pürüzsüz ve güzel yüzü çirkinleşmişti sanki. Onu sadece bu halde gören biri bir daha onun yanına yaklaşmak bile istemeyebilirdi. Her köşeden geçerken aynasını tutuyor ve orada birileri var mı diye bakıyordu. Çoğunlukla birilerini seçemiyordu ve korkuyla devam etmek zorunda kalıyordu yoluna. Birkaç köşe daha döndükten sonra nihayet bahçeye açılan kapıyla karşılaştı ve hızla koşmaya başladı. Şimdiden saçları terden yapış yapış olmuş, yüzü çökmüştü bile. Anlaşılan stres ona iyi gelmiyordu.

Dışarı çıktıktan sonra koşmaya başladı. Sadece koşuyordu. Belki yakalanırdı ama yavaş ilerlerse yakalanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünüyordu. Bekçi klübesine yaklaştığını ışıklardan anladı ve biraz olsun yavaşlamak zorunda kaldı. Yarı Dev ama iyi bir adam olan bekçi her ne kadar iyi de olsa bu saatte dışarıda olmanın cezasını çektirirdi ona. Eğilerek ve özenle geçti klubeyi. İçeriden horultular yükseliyordu. Bekçi uyuyordu ama uykusunun ne kadar hafif olduğunu bilirdi Eline. Bekçi engelini de aştıktan sonra başını kaldırıp dikkatlice ormana doğru baktı. Yüzleri seçilemese de dört kişilik bir grup orada duruyordu. Dinen kalp atışları bir kez daha atmaya başladı. Heyecan her adımında kat kat artıyordu sanki. Engel olamıyordu içindeki serüven sevgisine. Tehlikeli bir şeyler olunca yapmadan edemezdi zaten. Sonunda ölüm olan bir yola girmişti belki de şimdi. Altı senedir ilk defa buraya geliyordu. Bu yüzden burayla ilgili bir yorum yapması çok zordu ama korkutucu olduğunu bilmek çok zor değildi. Yüksek, yaşlı ve kalın ağaçları, vahşi hayvanların uzaklardan gelen hırıltıları ve baykuşların sesleriyle ürkütücü bir yerdi burası. En azından uzaktan böyle gözüküyordu. Grubunun yanına iyice yanaşıp, yüzlerini seçebildiği noktaya gelene kadar hiç konuşmadı ve yüzü hep ifadesiz kaldı. Sonra da yüzüne zar zor bir tebessüm yerleştirip ormanın derinliklerine doğru olan yolculuğunda ilk adımını attı diğerleriyle birlikte.

***

Düz bir patikadaydılar şimdi. Eline bütün korkusunu yenmişti şu on dakika içerisinde. Sadece birkaç çıtırtıda fazla tepki vermişti ama sonradan bunlara da alışmıştı. Baykuşların sesleri onu rahatsız etmiyordu artık. Sanki bir yürüyüş yolunda yürüyormuşçasına yürüyordu. Grubun en başında Chris ve Michelle vardı. Michelle'im kumral saçları -karanlıkta kızıl gibi gözüken kumral saçları- rüzgarın her esintisiyle mükemmel bir görüntü oluşturuyordu. Yüzünden hiç eksik olmayan tebessüm hala yüzündeydi ve daha da güzel gözüküyordu bu sayede. Chris'se sarıya kaçan saçları ve karanlıkta bile parlayan mavi gözleriyle Eline'ı büyülemeye yetiyordu. Chris onunla ilgilenmese de Ell her zaman onu sevmişti.

''Sana inanamıyorum Mike! Küçücük bir örümcekten bu kadar fazla korkabilmen..!''
Uzaklardan bir ses kulaklarına yayıldı. Etkileyici ve güzel bir sesti. Agnes'ın sesine benziyordu ya da o ses Agnes'a aitti. Gözünün önünde o son sınıf bozuntusunu getirdi Ell. Dalgalı, beline kadar uzanan saçları, ela gözleri ve düzgün bedeniyle ilk görüşte arkadaş olmak istediği biriydi ama fiziğin ne kadar önemsiz olduğunu bir kez daha anlamasına yol açmıştı o. Gerçek bir pislikti. Uyuşturucudan sigaraya, sigaradan alkole, alkolden striptize binlerce kötü alışkanlığı vardı ve IV. sınıfta onunla takılmayı bırakmakla kalmayıp bir de düşman grubuna geçmişti. Agnes'ın hayatındaki en büyük amaçsa Ell'e gününü göstermekti ama onun zekasının altından kalkamıyordu o kuş beyniyle.

''Agnes ve çetesi burada. N'apacağız?''
Chris'in endişeli sesi Ell'in kulağına harika bir müzikmiş gibi gelmişti ve bir an afalladı. Kafasını topladığında sessizliği bozup, ''Hadi ama arkadaşlar! Onlardan mı korkacağız!'' dedi kendinden emin bir şekilde. Diğerleri de başlarını sallayıp onu doğruladı. Michelle'in gözlerindeki ışıltı biraz daha artmıştı, ''Neden bir düello teklif etmiyoruz. Onlardan daha iyi olduğumuz açık. Onlarda sadece bir Agnes varken bizde bir Jacqueline, bir Chris, bir Savannah, bir Damon ve bir de ben varım.'' Herkes etkilenmişe benziyordu Michelle'den. Ses tonu çok etkileyiciydi. Onda her zaman bir liderlik duygusu vardı zaten ve bunu doğru yerde doğru zamanda açığa çıkarmıştı. Chris herkesi süzüp, kendindeki heyecanı ve kendinden eminliği de onlarda gördüğünden memnun olduğunu gülümseyerek belli edip, ''Yapıyoruz o zaman.'' dedi heyecanla. O anda ormandan yüksek bir hırıltı geldi ve Agnes'ın kahkasını bir kez daha duydular. ''Bu kızdan nefret ediyorum. Korkaksa n'olmuş ki? Her insanın korkusu vardır.'' dedi Eline fısıltıyla. Diğerleri onu duymamışa benziyordu. Yollarına devam ettiler. Bu sefer biraz daha hızlıydılar ve ormana bir lanet gibi çöken karanlığı umursamıyorlardı.

***

''Bakın kimler varmış burada!'' Agnes alaylı bir ses tonuyla konuşuyordu ve her zamankinden daha itici gözüküyordu. Saçlarını küt kestirmişti. Ama hala güzel Agnes'tı. Güzelliğinden kaybettiği tek şey muhtemelen uyuşturucu yüzünden oluşmuş olan gözlerinin altındaki morluklardı. ''Kendini bir şey sanan züppelerden başka mı? Biz varız bir de.'' Michelle de Agnes kadar iyi alaylı konuşabiliyordu. Michelle'i hiç böyle görmeyen Eline, Savannah, Damon ve Chris oldukları yerde kaldılar. Bu kız iyi bir oyuncuydu kesinlikle. O sırada en öne geçmiş Michelle dışındaki herkes de asalarını diğerlerine doğrultup beklemeye koyuldu. Bir erkek çocuğu birkaç adım geriye doğru gitti ve korkuyla yutkundu. Michelle arkasındaki hazır orduyu görünce, ''Düelloya var mısınız?'' diye sordu ve biraz önce geriye doğru giden III. sınıf çocuğu ellerini kaldırıp, ''Pes.'' dedi. Chris bir kahkaha kopardı ve sonra tekrar eski pozisyonuna döndü. Eline tam bir şey söyleyecekken Agnes, ''Elbette.'' dedi. Sesinde alaydan eser kalmamıştı. Ürkmüş gibiydi ama grup emin olamıyordu bundan. Ve birden ilk sihirli sözcük havada yankılandı.

***


Şimdi açıklıkta sadece Agnes ve Jacqueline vardı. Michelle ve Chris kalın bir ağaca yaslanmış, bitkin halde iki kişilik düelloyu izliyordu. Agnes nihayet Eline'a olan intikamını alabileceğini düşünüyordu ama Eline yenilmeyeceğinden neredeyse emindi. Sezgileri bunu söylüyordu sanki. ''Yapabilirsin.'' Michelle'in sesi fısıltı halinde çıkmıştı ama onu bu sessizlikte duyabilmişti. Agnes'ın yüzüne sabitledi gözlerini. Birden gözleri parladı rakibinin, yüzüne bir gülümseme yerleşti. Ell korkmuştu. Eli titremeye başladı. En son hissettiği şey yeşil bir ışığın parlamasıydı ve birden bire yere yığılmasıyla hissettiği sertlik...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Jacqueline Jasmyne
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl Rpg :: Karakter Yaratma :: Meslek Edinme Yeri :: Öğrenci Seçimleri-
Buraya geçin: